Kaygı; nedeni açıkça tanımlanamayan, tedirgin edici duygu ve mantıksız korkudur. Kaygı, kişinin fiziksel, zihinsel ve ruhsal dengesini bozan, vücudu ve beyni alarma geçiren bir duygudur. Kaygı, kişinin bedeninde bir takım olumsuz durumlar oluşturur. Gereksiz yere kasılmalar, el titremesi, kalp atışında hızlanma, yüz kızarması ve bulantı gibi belirtiler meydana gelebilmektedir. Günümüzde; sınavların çocuklar üzerindeki etkileri gün geçtikçe çoğalmaktadır. Sınavlar, çocuğun geleceğini etkileyecek olması nedeniyle kaygıyı çoğaltmaktadır. Buradaki kaygı, kişinin performansını ve başarısını etkilemektedir. Aslında sınavdan iyi bir sonuç çıkarabilecekken, kaygılarıyla başa çıkamadığı için sınav süreside başarısız olabilir. Başarısız olduğu zaman çevresindeki kişilerin bu başarısız durum hakkında ne söyleyeceği ve başarısızlık karşısında kişiliğinin değerlendirileceğini düşünür. Böylelikle, kaygısı çoğalır. Bu olumsuz düşüncelerle, olumsuz duyguları çoğaltır ve sonra çocuk ya da ergen sınav öncesinde ya da sınav sırasında sınava girmeyi reddedebilir.
Sınav kaygısında, kişinin akademik benlik algısı ve ailenin tutumu çok önemlidir. Ailenin, çocuğun olası performansı üzerindeki yüksek beklentisi sınav kaygısını çoğaltabilir. Bu sebeple, bir uzman tarafından, çocuğu dinlemek, düşünce ve duygularını ortaya çıkarmak önemlidir. Uzmanın, ailenin tutumlarını yeniden çerçevelemesi gerekebilir. Ayrıca, gevşeme yönelik rahatlama egzersizleri terapi sırasında çocuğa öğretilir ve sınav esnasında kaygısının arttığı zamanlarda uygulanması beklenir. Bu yöntemle, sınav kaygısı azalabilir ve kişi sınava girmeden önce yaşadığı fiziksel belirtileri en aza indirgeyebilir.
